Değerli dostlarım, daha önce Turistik Doğu Ekspresi ve Kars çevresindeki gezilerimizi kapsayan yazılarımdan sonra bu kez yolculuğumuzun son kısmı olan Sarıkamış-Erzurum etabını anlatacağım.
Gezimizin son gün programında Sarıkamış üzerinden Erzurum’a gidiş ve uçak ile Ankara’ya dönüş yer alıyor. Biz de sabah kahvaltıdan sonra bavullarımızı aracımıza yüklüyor ve yola çıkmaya hazır hale geliyoruz.
Sarıkamış’a doğru yol alırken rehberimizin Sarıkamış Harekâtı hakkında harita ve krokiler üzerinden verdiği bilgileri ve okuduğu yürek dağlayan şiirleri dinliyoruz. Mehmetçik için kışlık malzeme getiren gemilerin Karadeniz’de Ruslar tarafından batırılmasının da bu felakete yol açan etkenlerden biri olduğunu ve “Donanmasız bir Anadolu olmayacağını” bir kez daha idrak ediyoruz.

Sarıkamış civarında birçok şehitlik var, biz de yolumuz üzerinde bulunan şehitliği ziyaret ediyor, kahraman şehitlerimize dualar okuyor, yanımızda getirdiğimiz Türk Bayrağı ile çektirdiğimiz fotoğraf ile bu anı ölümsüzleştiriyoruz.

Şehitlikteki üzücü havanın ardından, güneşli ve pırıl pırıl bir günde Sarıkamış’tayız. Önce uzaktan Katerina’nın av köşkünü fotoğraflıyoruz.

Sonra kayak merkezine gidiyoruz. Bu sırada halen askeri bölge içinde yer alan Ruslardan kalma iki katlı taş binaları görüyoruz. Grubumuzun bir kısmı kayak merkezindeki kafeteryada oturmayı tercih ediyor.

Biz telesiyej ile yukarı çıkıyoruz. Harika görüntüler eşliğinde ilk tepeye varıyoruz. Burada gördüğümüz sarı kabuklu çam ağaçları aynı zamanda Sarıkamış’a adını veriyor

Sarıkamış’ta yağan kar toz kristal gibi. Kartopu yapmak mümkün değil ve kayak yapmak için harika olduğu söyleniyor.

Aslında yukarıda ikinci bir telesiyej ile bir kademe daha yukarıya çıkmak mümkün ama biz aşağıya inip kafeteryada kahvemizi içmeyi tercih ediyoruz.

Kahvelerimizi içip ısındıktan sora bu kez Erzurum’a doğru yola çıkıyoruz. Erzurum turumuz Cumhuriyetimizin sembol binalarından biri olan, 23 Temmuz-7 Ağustos 1919 tarihleri arasında Erzurum Kongresi’ne ev sahipliği yapan tarihi bina ile başlıyor.

1864 yılında okul olarak yapılan bu binada kongre katılımcıları da öğrenci sıralarına oturmuşlar. Bir denizci olarak, Hamidiye Kahramanı Rauf Orbay’ın oturduğu sırayı görünce hemen fotoğraflıyorum

Kongre binası gezimizden sonra, bu kez de gündüz gözü ile Erzurum’un lezzetli Cağ kebabından yiyor ve devamında üç kümbetleri görmeye gidiyoruz. En büyüğünün Emir Saltuk’a ait olduğu ve 12 inci Yüzyılda yapıldığı düşünülen kümbeti ve kime ait olduğu bilinmeyen (anonim) 14 üncü Yüzyılda yapıldığı değerlendirilen diğer iki kümbeti görüyoruz.

Kümbetleri gezdikten sonraki durağımız çok yakındaki tarihi bir Erzurum Evi olan Paşabey Konağı oluyor. Burada hem tarihi evi ve otantik eşyaları görüyor, hem de gelenek ile teknolojiyi birleştiren modern bir meddah ile karşılaşıyoruz.

Burada bizi çay ikramı ve sürprizler bekliyor. Ancak ben size bunların neler olduğunu anlatmayacağım. Neden mi? Çünkü sizin de bir gün yolunuz Paşabey Konağı’na düşerse, size de sürpriz olsun diye! 😊
Daha sonra Erzurum’un simge yapılarından, Selçuklu Döneminden kalma Hatuniye Medresesi adı ile de bilinen Çifte Minareli Medrese’ye gidiyoruz.

Alaaddin Keykubat’ın kızı Hundi Hatun veya İlhanlı Hanedanlarından Padişah Hatun tarafından yaptırılmış olduğu rivayeti ile Hatuniye Medresi olarak da bilinen bu bina iki katlı, avlulu ve dört yandan revaklı bir bina.

Medrese sonrası son durağımız Taşhan. Burası Sultan Süleyman’ın Sadrazamı Rüstem Paşa tarafından yaptırılmış ve bu nedenle Rüstem Paşa Kervansarayı olarak da biliniyor. Taşhan, asırlardır yörenin ticaret merkezi olarak kabul ediliyor. Hanımlar burada kendilerine Oltu taşından süs eşyaları alıyorlar ve Erzurum Havaalanı’na doğru yola çıkıyoruz.
Havaalanı yolunda rehberimiz günlerdir heyecanla beklenen sınav sorusunu soruyor ve bingo, doğru cevabı biliyorum. Ancak ne soruyu ne de ödülü size söylemeyeceğim boşuna beklemeyin! 😊
Şoförümüz ve rehberimiz ile vedalaşıyor, bilet ve bagaj işlemlerimiz hallediyoruz. Uçağımız Erzurum Havalimanından kalktığında bu geziden güzel anılarımız ve yeni dostluklarımız ile Ankara’ya dönüyoruz.
Savaş Mutlu
Sevgili Savaş, bu güzel anlatımın devamını İran gezinden sonrada bekliyoruz,
Kalemine yüreğine sağlık