Değerli dostlarım, geçen yazımda Ankara’dan Kars’a Turistik Doğu Ekspresi ile yaptığımız tren yolculuğumuzu aktarmıştım. Bu yazımda ise Kars ve çevresinde gerçekleştirdiğimiz geziyi anlatacağım.
Ankara’dan Kars’a 33 saat olarak planlanan ancak 39 saat süren yolculuğumuz sonunda sabah 05.30’da Kars’a vardık, rehberimiz ve aracımız istasyonda bizi bekliyordu. Otelde hemen odalarımıza çıkıp rehberimizin o gün için programın biraz geç başlayacağı müjdesi ile uykumuza kaldığımız yerden devam ettik.
Şansımıza bugün yerde kar var ama tepede de güneş parlıyor. Şubat ayında çok fazla kar olmamış. Mart ayında hem kar hem de güneşin bir arada olduğu bir günde bu geziyi yapmanın çok büyük bir şans olduğunu düşünüyorum. Kars’ı nasıl bir havada gezmek isterdin deseler bundan daha iyisini düşünemezdim herhalde.
Geç kahvaltı sonrası yürüyerek Kars turumuz hemen otelimizin yanında kafeterya olarak kullanılan binanın üst katı ile başladık. Bilindiği üzere 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı’nda (Rumi 1293 yılından dolayı 93 Harbi olarak da biliniyor) Osmanlı’nın yenilmesi üzerine Kars ve çevresi Rusya tarafından işgal edilmiş ve yaklaşık kırk yıl işgal altında kalmıştır. Bu nedenle Kars’ta işgal döneminden kalma, Ruslar tarafından yapılmış birçok bina bulunmakta.
Gezdiğimiz bina da işgal döneminde yüksek mevkide görevli Rus memurlar tarafından konut olarak kullanılmış. Duvarlarında o dönemden kalma resimler görülebiliyor. Burada ayrıca, ısınmak için kullanılan duvara gömülü sobalar (Peç) ilgimizi çekiyor.
Turumuzun devamında tarihi bir binadaki Kars Valiliği’ni görüyoruz. Rehberimiz Nuran Hanım’ın sanat tarihçisi olmasının avantajı ile Baltık Mimarisinin özelliklerini (Yalancı sütunlar, bazalt taşı, süslü yağmur olukları, alınlıklar vb.) ve binalardaki sembollerin anlamlarını öğreniyoruz
Gezimizin devamında Kars Çayı’nın civarında; Taş Köprü’yü, Namık Kemal’in çocukken bir süre yaşadığı evi, ünlü Rus Yazar Puşkin’in yıkandığı hamamı, 12 Havari Kilisesi’ni ve Ebul Hasan-ı Harakani Türbesi’ni görüyoruz.
Kars Kalesi’nin bugünkü görünümüne bakarken rehberimiz bize buranın eski resmini gösteriyor. İki görünüm arasındaki en bariz fark yamaçlardaki evlerin şimdi olmaması. Maalesef Müslümanların oturduğu bu evler günümüze ulaşamamış.
Biraz yorulunca pırıl pırıl güneşten de istifade ederek dışarıda oturup çayımızı ve kahvemizi keyifle içiyoruz. Öğlen yemeğinde ise Kars’ın meşhur kaz etini ve evlik çorbasını tatma fırsatı buluyoruz.
Yemekten sonra ilk durağımız Kanlı Tabya. Burada bizi açık havada sergilenen beyaz bir vagon karşılıyor. Kafkas Cephesi ve 15.Kolordu Komutanı Kazım Karabekir Paşa’ya Gümrü Antlaşması’na giderken Rus Generallere hediye olarak götürdüğü beyaz atlara karşılık Kars Antlaşması için gelen Rus Generallerin hediye olarak getirdiği özel seyahat vagonu bu.
Vagonu dışından gördükten sonra tabyanın içine giriyoruz. Tabyalar, taş ve demirli betondan inşa edilen ve içinde askeri kuvvetleri barındıran kapalı mevziler. Tabyaların içinde cephanelik, koğuş, mutfak, revir, eğitim alanları, avcı siperleri bulunmakta. Kars’ta toplam 46 adet tabya yapılmış. Bu tabya başlangıçta Yeni Tabya adı ile yapılmış ancak 1828 yılında Rusların bir gece baskını ile tüm askerlerin şehit edilmesinden sonra Kanlı Tabya olarak değiştirilmiş.
Kanlı Tabyanın içinde mutfak, revir gibi bölümler döneme uygun yapılan mefruşat ve mankenler ile kendimizi orada görev yapan Mehmetçiklerden biri gibi hissediyoruz. Salonlardan birinde içinde ışık yanan çarıklar iki tarafa yerleştirilen aynalar ile sonsuzluğa yürüyor gibi görünüyor. Sarıkamış’ta ölüme giden binlerce Mehmetçiği anmak için yapılmış çok anlamlı bir eser olmuş.
Daha sonraki durağımız Kars Çayı yanında bulunan Süvari Tabyası. Burası İl Özel İdaresi’nin çabası ile harika bir süt müzesine dönüştürülmüş. Harika bir müzecilik anlayışı ile süt ve peynirin geçtiği aşamalar videolar, hareketli manken canlandırmaları ve minyatür canlandırmalar ile sunuluyor. Hatta müzede süt ve peynir o kadar içselleştirilmiş ki güğümlerden abajur, binanın dış dekorasyonunda peynir tekerlekleri (Maalesef gerçek değiller ☹) görmek mümkün. Bütün bunların tarihi bir atmosfer içinde sergilenmesi geziyi daha da heyecan verici hale getiriyor.
Ve gezimizin bugünkü son durağı, Don Kazakları için yapılan Nevski Katedrali veya bugünkü adı ile Fethiye Camii
Ertesi gün Kars’ta kar ile uyanıyoruz. Bugün Kars İl Merkezi’ne 46 kilometre mesafedeki UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan Ani Harabeleri ’ne gidiyoruz. Tipi yağıyor, ancak sıkı giyindiğimiz için soğuğu çok fazla hissetmiyoruz.
Tarihi MÖ 2000 yılına kadar dayandırılan, MÖ 8’inci yüzyılda Urartu’lar tarafından kurulan Ani Şehri yüzyıllar boyunca hem dini bir merkez hem de ticaret yolları üzerinde bir nokta olarak önemini korumuş.
Ani’de surlarda yedi giriş kapısı mevcut. Biz ana giriş kapısı olan Aslanlı Kapı’dan giriyoruz. Surların yüksekliği yer yer sekiz metreyi, uzunluğu 5000 metre civarında. Bu büyük alanı yürüyerek gezemeyenler için girişte elektrikli araç kiralama seçeneği de mevcut.
Turumuz sırasında Ani’de bulunan Katedral, Kilise ve Camilerin bir kısmını içeriden, bir kısmını dışarıdan görmek imkânı buluyoruz.
Ani Harabelerinden sonra Çıldır Gölü’ne gidip önce lezzetli tatlı su balıklarımız yiyor ve ardından donmuş göl üzerinde kızak keyfini yaşıyoruz.
Bugün epeyce yorulduk. Ancak akşam Kars Gecesi’ne gideceğiz ve bunu için de çok heyecanlıyız. Akşam yemeğimizi otelimizde yedikten sonra yürüyerek Kars Gecesi’nin yapılacağı mekâna gidiyoruz. Kafkas müzikleri ve danslarını hayranlık ve neşe ile izliyor, zaman zaman da şarkılara ve oyunlara kendi çapımızda eşlik etmeye çalışıyoruz. Kafkas danslarında erkekler cesaret ve mertliklerini vurgularken kadınlar tüm zarafetleri ile kuğular gibi süzülüyorlar
Kars’ta son gecemiz. Yarın önce Sarıkamış’a ve daha sonra Erzurum’a gideceğiz. Ani Harabelerindeki soğuğun üzerine Kars Gecesindeki sıcak ortam sonrası bavullarımızı toplayıp yatıyoruz.
SARIKAMIŞ VE ERZURUM GEZİSİ DEVAM EDECEK……
Bu güzel geziyi aynı güzellikte tekrar anımsattığın için teşekkürler sevgil Savaş
Katılımı ile bu gezinin daha güzel olmasını sağlayan Tuğrul Ağabeyi’me şükranlarımı sunuyorum.
Akıcı detaylı ve bilgilendirici anlatımınızla bizde gezinize eşlik ettik tebrikler
Çok teşekkürler, yeni geziler ve yazılar için beni yüreklendirdiniz.