Merhaba dostlarım sizlere bu yazımda, Karadeniz turumuz kapsamında gerçekleştirdiğimiz bir günlük Batum gezisinden bahsedeceğim. Temmuz 2022’de hemen bayram ertesi yaptığımız bir Karadeniz turu programında Batum’da var. Yeni bir ülke görecek olmanın heyecanı içinde ilk günün tur programını tamamlayıp Hopa’daki otelimize yerleşiyoruz.
Bölgenin geçmişini uzun süredir bilen rehberimizin söylediğine göre pasaportsuz geçişler başlamadan önce Hopa’da on civarında disko hizmet veriyormuş, ancak pasaportsuz geçişler başladıktan sonra (sanırım artık gerek kalmadığı için) faaliyet göstermiyorlarmış.
Sabah erkenden kalkıp eşyalarımızı Hopa’daki otelimizde bırakıyor ve Sarp Sınır Kapısı’na doğru sadece en gerekli malzemelerimiz ile (Nüfus cüzdanı, şemsiye, yağmurluk v.b.) yola çıkıyoruz. Rehberimizin uyarısı üzerine yanımıza sadece bir günlük ilaçlarımızı alıyoruz.
Sınır kapısına geldiğimizde istenen formu doldurup yürüyerek önce Türk tarafından çıkış sonra da Gürcistan tarafına giriş yapıyoruz. Bunun için yeni tip bir nüfus cüzdanına sahip olmanız ve güncel 150 TL yurtdışı çıkış harcını yatırmış olmanız gerekiyor. Bu sırada aracımız da sınır geçişini yapıyor ve bizi bekliyor. İşte artık Gürcistan topraklarındayız. Batum aynı zamanda Acaristan Özerk Bölgesi’nin yönetim merkezi olan bir kent. Sovyetler Birliği zamanında da üst düzey bürokratların sayfiyesi olduğu da biliniyor.
Çiseleyen yağmur altında Batum’a doğru yola koyuluyoruz. Burada arazi daha düzlük. Önce yol kenarında para bozdurma işlemi gerçekleştiriliyor. Temmuz 2022 ortası itibarı ile bir Lari (Gürcistan Parası) yaklaşık 6.66 TL. Türk lirası verip Lari alabiliyorsunuz. O günkü kur ile 100 TL bozdurduğunuzda 15 Lari alıyorsunuz. Batum’da bir fincan kahveyi yaklaşık 9 Lari’den (Yaklaşık 60 TL) içtiğinizi düşünürseniz Batum’un bizler için eskisi gibi ucuz olmadığını takdir edersiniz ☹.
Sarp Sınır Kapısı’ndan Batum’a doğru gelirken ilk dikkatimizi çeken; sahilde inşa edilen devasa oteller oluyor. Karadeniz’in Antalya’sı olarak da adlandırıldığı söylenen bu sahil kenti aynı zamanda kumar ile de anılıyor. Söylenene göre dünyanın her tarafından buraya kumar oynamaya gelenler var.
Otelleri geçtikten sonra limana ulaşıyor ve ilk durağımız olan Batum Botanik Bahçesi’ni gezmek üzere yukarıdaki kapısına yöneliyoruz. Bu bahçe 1912 Yılında Rus Botanikçi Andrey Krasnov tarafından kurulmuş, şehir merkezine yaklaşık 9 kilometre uzaklıkta ve yaklaşık 111 hektarlık alanı kaplıyor. Parkta iki bini ağaç olmak üzere beş binden fazla bitki türü olduğu söyleniyor. Girişi 20 Lari (Yaklaşık 135 TL). Yağmura rağmen keyifli bir güzergahta yokuş aşağı yürüyerek turumuzu yaklaşık bir buçuk saatte tamamlıyoruz.


Gezi sonrası aracımız bizi aşağıdaki kapıda bekliyor. Bu kez şehir merkezindeki tarihi Meryem Ana Katedral Kilisesi’ni geziyoruz.
Turumuz daha sonra tarihi Orta Cami, Tiyatro Binası, Medea Heykeli, Avrupa Meydanı, Astronomik saati kapsıyor. Şehirde birçok yerde Türkçe ilanlara rastlamak mümkün, esnaftan da Türkçe konuşanlar yaygın. Bu nedenle bir dil zorluğu çekmeniz mümkün görünmüyor.


Bazı binaların restore edildiğini, fotoğraf ve belgelere dayanılarak pek çok eski yapının tekrar aslına uygun olarak inşa edildiğini görüyoruz.

Ancak sahilden uzaklaştıkça bu makyaj biraz dökülüyor


Bugün öğlen yemeğimizi tur kapsamında yiyoruz. Sahilde güzel bir lokantada Gürcü yemeklerinin tadına bakacağız. Menümüz çorba, salata, Hıngel Mantı, Peynirli Pide (Haçapuri), Etli Güveç, gazlı armut suyundan oluşuyor. Burada bütün yemekler bir anda servis ediliyor ve hepsi masanın üstüne konuluyor. Çoğunlukla bizim damak zevkimize uygun olduklarını söyleyebiliriz.

Lokantadan çıktıktan sonra sahilde yürüyerek Ali & Nino Heykeli’ne geliyoruz. Azerbaycanlı yazar Kurban Sayid’in ünlü romanının kahramanları Gürcü Prenses Nino ile Azeri Ali’nin aşkını anlatan sekiz metre yüksekliğinde hareketli metal bir heykel. Ali ve Nino figürleri birbirlerine doğru hareket etseler de hiçbir zaman kavuşamadan tekrar ayrılıyorlar.

Bu meydan birçok deniz gezisi, jet-ski vb aktivitelerin de merkezi durumunda. Türkiye’de bolca rastladığımız Arap Turistler burada da kalabalık gruplar halinde geziyorlar. Hatta onlar için Arapça yapılan anonsları da duyabiliyorsunuz.
Sahildeki ünlü anıtların birisi de Alfabe Anıtı. Gürcü Alfabesi’nde beşi (5) sesli olmak üzer otuzüç (33) harf bulunuyor. Eski bir alfabe olması nedeni ile de bu anıt dikilmiş.

Sahilde dikkat çeken bir diğer yapı dönme dolap.

İzmir’deki saat kulesinin benzeri olan yapı da ilgimizi çekiyor.

Akşamüstü yine önce Gürcü Sınır kapısı, duty free alanı ve Türk Sınır Kapısı olmak üzere geçişimizi yaya olarak tamamlıyoruz. Aracımız da sınırı geçip bizi alıyor.
Bir gün içinde komşu ülkeye bir yemek ve kahve için gidip gelmek benim hayatımda ilk kez yaptığım bir şey. Bu açıdan çok ilginç bir gün yaşadım.
Sonuç olarak, bizler için eskisi kadar ucuz olmasa da, pasaport ve vizesiz erişim, yakınlık gibi nedenlerden dolayı Batum’un bir veya iki günlük güzel bir gezi rotası olduğunu değerlendiriyorum. Hepinize iyi gezmeler.
Savaş Mutlu
0 Yorum